3. Göz e doğru, Duyum – Algı

Artık biliyoruz ki Anlaşmazlıkların en birincisinin ALGI Anlayamadıklarımızın en birincisinin de ÇAKRA olduğunu Ve elbette bunların...

Artık biliyoruz ki;

Anlaşmazlıkların en birincisinin ALGI

Anlayamadıklarımızın en birincisinin de ÇAKRA olduğunu

Ve elbette bunların hepsinin ötesinde 3.GÖZ'ü de dağarcığımıza katmıştık.

Çünkü yaşamsal idamemiz Enerji ve Dengeden ibarettir.

Bu bahsi geçenleri açmak ve konuyu da daha iyi kavramak adına, dün itibariyle de derinlere yolculuğa başlamıştık.

O halde kaldığımız yerden devam…

Organizma: Çeşitli organları olan, biyolojik olaylarla büyüyen, gelişen ve yaşayan varlıklara denir. İnsan organizması deyimi, tıpta bütün insan vücudu demektir. Ancak bizlerin konusu insanla alakalı olduğu için buradaki bu tabir insanı anlatmaktadır.

DUYUM: Organizmanın uyarıcı tarafından uyarılmasıyla gerçekleşen fizyolojik bir süreçtir. Duyum duyu organları tarafından beyne iletilir.

Duyumun gerçekleşmesi birtakım şartlara bağlıdır:

  • Uyarıcı kaynağının bulunması
  • Sağlam duyu organlarına sahip olunması
  • Uyarıcıyı ileten ortamın olması
  • Sağlam beyin ve sinir sistemi
  • Uyarıcı şiddetinin duyum eşikleri arasında olması

Duyumun olabilmesi için uyarıcıya ihtiyaç vardır demiş ve sonrasında da Duyum Eşiğinden bahsetmiştik.

Uyarıcıların organizma (insan) tarafından alınmaya başladığı alt ve üst sınırlara Duyum Eşiği denir.

Duyum eşiği organizmanın uyarıcıları alma kapasitesini belirler.

Organizmanın uyarıcıyı almaya başladığı en düşük noktaya Alt Eşik, en yüksek noktaya da Üst Eşik denir. Başak bir deyişle, duyu organlarının uyarıcıları alma kapasitesidir.

Her organizmanın duyum eşiği farklıdır. Köpekler gibi

Ve ALGI.

ALGI

  • Duyumun yorumlanıp anlamlı bütünler halinde getirilmesidir.
  • Algının gerçekleşebilmesi için önce duyum gereklidir.
  • Algı duyumdan sonra gerçekleşir.
  • Her uyarıcı aynı şekilde duyumsanır, ama aynı şekilde algılanmaz.

Kısaca:

Duyum; iç ve dış dünyadan gelen uyarımların beyne ulaşmasıdır.

Algı; beyne ulaşan bu duyumlara anlam verilmesi, onların tanınması demektir.

Örnek: duyum, sesi duymak / algı, bu sesin ne sesi olduğunu bilmektir

Algının duyumdan ayrıldığı en önemli nokta uyarıcıları anlamlı hale getirmesidir.

Duyum ile Algı Arasındaki Fark:

• Duyum basit fizyolojik bir olaydır. Algı ise karmaşık psikolojik bir olaydır.

• Duyumda uyarıcılar tek tek değerlendirilir. Algıda ise bir bütün olarak değerlendirilir.

• Duyum her bireyde aynı şekilde gerçekleşir. Algı ise bireyden bireye farklılık gösterir.

Algının Özellikleri:

A. Algıda Seçicilik ( Dikkat )

Organizma, dikkatini etrafındaki uyarıcılardan yalnızca bir tanesine yoğunlaştırıp onunla ilgili özellikleri algılamasıdır.

  1. Dikkat:

Duyu organlarının tek bir uyarıcı üzerinde toplanmasıdır. Başka bir deyişle; Psikofizik enerjinin bir noktada toplanmasıdır.

  1. Dikkatte Kayma:

Organizma dikkat halindeyken, dikkati etkileyen iç ve dış faktörlerden dolayı, dikkat bir noktadan başka bir noktaya kayabilir. Buna dikkatte kayma diyoruz.

Örneğin: Sınıfta ders dinleyen öğrencilerin, kapı çalınca dikkatlerinin dersten kapıya yönelmesi durumu gibi…

  1. Sürekli Dikkat:

Dikkatin belli bir noktaya odaklanması, bir noktadan başka bir noktaya gidip gelmemesi gibi

Örneğin: Fanatik bir taraftar Beşiktaş Trabzonspor maçını izlerken, dikkatini hiçbir uyarıcı dağıtmaz.

Algıda Seçiciliği Etkileyen Faktörler;

  1. Dış Faktörler:

• Uyarıcının şiddeti ve Büyüklüğü: Bir kasa elma içerisinde büyük olan seçilip alınır.

Tekrar: Ambulansın siren sesi diğer sesler içerisinde seçilerek algılanır.

Zıtlık: Kısa boylu kişilerin içerisinde uzun boylu kişiler algılanır.

Hareketlilik: Otoparkta seyir halindeki aracın algılanması gibi

Ani Değişiklik: Babanızın bıyığını kesmesi hemen algılanır.

Tuhaflık: Sokakta pijama ile gezen kişi hemen algılanır.

  1. İç Faktörler:

İlgi ve İhtiyaçlar: Acıkan bir kişinin dikkatini yemeklerin üstüne yöneltmesi. Bir insanın dikkatini mesleğiyle ilgili haberlere yöneltmesi.

• Kültür: Almanya'da şalvarlı bir kişi hemen dikkatimizi çeker.

Geçmiş Yaşantılar: Yıllar sonra memleketine dönen bir kişinin okuduğu liseyi algılaması

NOT: Algıda seçicilik üzerinde iç faktörler, dış faktörlerden daha önemlidir.

B. Algıda Değişmezlik:

Bir kez algılanan nesnelerin şekilleri, renkleri, büyüklükleri değiştiği halde, organizma o nesneleri hep aynı biçimde algılar.

Biçim Değişmezliği: Felsefe öğretmenine hangi açıdan bakarsak bakalım hep Felsefe öğretmeni olarak algılarız.

Renk Değişmezliği: Portakalın rengini aydınlıkta da karanlıkta da hep turuncu olarak algılarız.

Büyüklük Değişmezliği: Uzaktaki ve yakındaki telefon direği hep aynı boyda algılanır.

NOT 1: Algıda değişmezliğin gerçekleşebilmesi için o nesnenin daha önceden algılanması gerekir.

NOT 2: Algıda değişmezlik olmasaydı, algısal dünyamız karmakarışık olurdu. Algıda değişmezlik algısal dünyamıza istikrar kazandırır.

C. Algıda Organizasyon:

Uyarıcıların birlikte bir bütün olarak algılanmasıdır. Algının en önemli özelliğidir.

1. Şekil – Zemin Algısı:

Her nesne bir zemin üzerinde yer alarak algılanır. Zemin olmadan şekil olmaz. Bazen bir resimde ki şekil, zemin olarak veya tam tersi zemin, şekil olarak algılanabilir. Bu tür resimler 'dönüşümlü algılanabilen şekiller' olarak adlandırılır.

Örneğin: Şekilde aydınlık kısma bakıldığında bir kupa, karanlık kısma bakıldığında iki insan yüzü görülür. (bildik bir görseldir)

2. Gruplama Algısı:

Uyarıcıların bir takım özelliklerinden dolayı bir arada birlikte algılanmasıdır.

  • Yakınlık İlişkisi: Birbirine yakın olan nesneler birlikte bir bütün olarak algılanır.
  • Benzerlik ilişkisi: Benzer olan uyarıcılar bir arada bir bütün olarak algılanır.
  • Süreklilik İlişkisi: Sürekliliği olan bir şekilde uyarıcılar bir bütün olarak algılanır.
  • Tamamlama (bütünleme) ilişkisi: Önceden algılanan nesneler bir takım parçaları eksik verilse de zihin onları tamamlayarak algılar.

İlerleyen zamanlarda algının iyileştirilmesi ve geliştirilmesini sonucu, çakralarımızdaki blokajların da Painless Night GLU ile nasıl kalktığına tanık olacağız.

Bu ürünün amacı sadece bedensel iyileştirme değil, ruhtaki blokajları da ortadan kaldırarak evreni sağlıkla ve daha bilge halde algılamayı sağlatmaktır.

…..dedikten sonra, konuya yarın kaldığımız yerden devam etmek üzere hoşça ve sağlıkla kalın inşallah

Sevgiler…

Bakmadan Geçme