26 Ağustos 1922'de neler yaşandı! 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun

Sevgili okurlarım, bugün sizinle Zafer Haftası münasebetiyle Kurtuluş Savaşı’nı tekrar yaşayalım. Özetleyerek anlatmaya çalışacağım. Türklerin Anadolu’ya...

Sevgili okurlarım, bugün sizinle Zafer Haftası münasebetiyle Kurtuluş Savaşı'nı tekrar yaşayalım. Özetleyerek anlatmaya çalışacağım. Türklerin Anadolu'ya geliş tarihi, 1071 yılı olarak bilinir! Halbuki M.Ö. 4000 yıllarında İyon uygarlığı olduğunu biliyoruz. Bu krallıktaki bir eyaletin Türk olduğunu da biliyoruz. Bu eyalet de bugünkü Salihli'de bulunan Sart eyaletidir. Kısaca bizim Anadolu'ya yerleşmemiz, çok daha eskidir.

Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071'de başlayan Malazgirt Savaşı'nda Bizans ordusunu yenerek Anadolu'nun kapılarını Türklere açtı diye biliniyor. Biz de öyle bilelim yeni bir kaynak çıkana kadar. Tarihin cilvesine bakın ki dokuz asır sonra gene bir 26 Ağustos günü başlayan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunu bozguna uğratan Atatürk, Anadolu'nun sonsuza dek Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya gösterdi.

Afyonkarahisar-Kocatepe'de 26 Ağustos sabahı başlayan ve 30 Ağustos'ta sona eren savaş sonunda Yunan ordusunun büyük kısmı, dört taraftan sarıldı. Anadolu'daki Yunan kuvvetlerinin yarısı imha veya esir edildi, kalan bölümü ise üç grup halinde çekildi. Bu durum karşısında Dumlupınar-Çalköy'de yıkık bir evin avlusu içinde Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna 'Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!' diye emir verdi.

O gün yaşananlar: 26 Ağustos 1922 sabahı gün ağarmadan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet İnönü ve 1. Ordu Komutanı Albay Nurettin, Kocatepe'deki gözetleme yerine geldiler. Hava fazla sisli olduğundan 04.30'da ateşe başlaması gereken topçular, ateş tanzimine yarım saat geç başladı. Saat 05.30-05.35 civarında topçuların tahrip ateşi ve piyadelerin yürüyüşe geçmesiyle savaş tam anlamıyla başladı.

Harekata uçak desteği: Yerler ağarırken her uçağın başında 3-4 er bekliyor, her uçak son bir defa gözden geçiriliyordu. Türk topçusunun homurtusuna bu mütevazı meydanda çalışmaya başlayan uçakların motor gürültüleri karışıyor, uçaklar birer birer havalanıyordu. Havanın dörtte üçü kapalı ve çok rüzgarlı olmasına rağmen saat 06.00-07.30 arasında Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya, Astsubay İhya, Mükremin, Basri ve Abdulhalim'in yönetiminde üç avcı, üç de keşif uçağı havalandı. Keşif uçaklarında rasıt olarak Üsteğmen Yusuf Kenan, Hamdi (Çaypınar) ve Teğmen Osman Nuri (Baykal) bulunuyordu. Daha ilk saatlerde Yunanlılara ait mevziler, Türk birlikleri tarafından ele geçirildi. Afyonkarahisar bölgesinde hava, uçuşa ve tayyare keşfine müsait değildi. Buna rağmen Türk keşif tayyareleri, Yunan gerilerinde keşif ve bomba taarruzlarına, av tayyareleri de mutat faaliyetlerine devam ediyordu.

Cephe Tayyare Bölük Komutanı, Batı Cephesi Komutanlığı'ndan almış olduğu emir ile Altıntaş bölgesindeki Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik olup olmadığının keşfedilmesi için bir uçak gönderdi. Saat 07.00'den önce Döğer-Altıntaş bölgesinde yapılan bu keşifte Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik görülmedi.

Ayrıca Afyonkarahisar'ın güneydoğu ve güneybatısındaki bölgede de Yunan kuvvetlerinin toplanmasına ilişkin bir hareketlenme olmadığı da tespit edildi. Keşfe gönderilen bu uçağa Yunanlılara ait bir av uçağı taarruz ettiyse de hava muharebesi neticesinde Yunan uçağı uzaklaşmak zorunda kaldı. Saat 07.45'te bir Türk av uçağı da bir Yunan uçağının Afyonkarahisar doğu ve güneyinde bulunan Türk cephesinde keşif yapmasına engel oldu. Yapılan engelleme ile uçak, Yunanlıların elinde bulunan Afyonkarahisar meydanına inmeye mecbur edildi.

Yine aynı dakikalarda Yüzbaşı Fazıl, bir Yunan Breguet 14 A–2 uçağıyla karşılaşarak hava muharebesine tutuştu. Yunan uçağını Afyonkarahisar bölgesindeki Hasanbeli-Garipçe köyü civarına inmeye mecbur etti. Dizinden yaralı olan Yunanlı pilot, uçağı yakmak istediyse de uçak gövdesinin yarım metre kısmı yandıktan sonra yangın, yetişenlerce söndürüldü. Ele geçen ve faal durumda olan uçak onarıldı. Uçak, bulunduğu köyün adı olan 'Garipçe' ismi verilerek Türk Hava Kuvvetleri envanterine alındı.

Saat 09.20'de Döğer ve Altıntaş istikametinde yapılan hava keşfinde Yunanlıların bir taburluk yürüyüş kolunun Altıntaş-Arap Çiftliği şosesinde yürüyüş halinde bulunduğu, Yunan ordugahlarında bir değişiklik olmadığı tespit edildi. Saat 10.40'da Yunan uçağının keşfine engel olmak isteyen Türk av uçağı, Afyonkarahisar güneyinde Yunan uçağına taarruz ederek onu geri dönmek zorunda bıraktı. Saat 10.45'te Afyonkarahisar güneybatısında yapılan başka bir keşifte bu bölgede muharebelerin devam ettiği ve Yunan hatları gerisinde değişiklik olmadığı tespit edildi. Batı Cephesi Komutanlığı'nca Yunan ihtiyat grubunun 26 Ağustos günü öğleye kadarki durumunda bir değişiklik olup olmadığını öğrenmek maksadıyla saat 12.00'de aşağıdaki emirler verildi:

1. Düşman ihtiyat gurubunun durumu tekrar değerlendirilecek ve tespit edilecektir.

2. Döğer-Afyonkarahisar demiryolu kısmındaki tren nakliyatı,

3. Gazlıgöl-Afyonkarahisar, Afyonkarahisar-Altıntaş, Dumlupınar şoselerindeki düşman faaliyeti,

4. Ahır dağından kuzeye geçen Süvari Kolordusu'nun Tazılar, Çobanözü, Tokuşlar bölgesindeki durumu ve faaliyeti tespit edilecektir.

5. 26 Ağustos 1922, saat 12.00'da (Öğlen Vaktinde) yazılmıştır.

Garp Cephesi Kumandanı İsmet

Bu emir üzerine, Cephe Tayyare Bölük Komutanı; Bostanlı-İntepe arasında Dinar, Gazlıgöl, Eğret, Beycegöl, Altıntaş, Sarıbeyli, Kadımürsel, Kırkpınar, Kayalar ve Döğer dolaylarındaki Yunan durumunun keşfedilmesi için saat 18.00'de bir uçağı vazifelendirdi. Keşfe çıkan uçak, ordugahlarda değişiklik olmadığını, yalnız demiryollarında fazla faaliyet görüldüğünü ve Gazlıgöl'de çok sayıda hayvanın bulunduğu bilgisini rapor etti.

Cephe Tayyare Bölüğü, 26 Ağustos günü yapılan muharebeler sonunda Altıntaş, Döğer ve Afyonkarahisar bölgelerinde 12 uçuş yaptı. Keşif uçakları, Yunan ihtiyat grubunun durumunu tespit ederek gördükleri önemli hedeflere bomba ile taarruz etti. Av uçakları ise dört hava muharebesi yapıp üç Yunan uçağını kendi hatları gerisine inmek zorunda bırakarak birisini de düşürdü. 26 Ağustos 1922 günü havanın dörtte üçünün alçak bulutlarla kapalı olması ve rüzgrlı bulunmasına rağmen Sıtkı Tanman, 'Böyle başarılı uçuş faaliyetinin 1. Dünya Savaşı'nda bile hiçbir Türk hava birliğine kısmet olmadığı' değerlendirmesini yapmıştı.

Kocaeli Grubu, 1. ve 2. Orduların müşterek taarruzları neticesinde bütün Yunan kuvvetleri, mevzilerinde savaşmak zorunda kaldı. Yalnız Yunan ihtiyat grubundan 7. Tümen'i güneye gidebilmiş, diğer tümenler ise cepheye bağlanmıştı. 1.Ordu'nun sol kanadındaki 5.Süvari Kolordusu, Afyonkarahisar batısından Çayırhisar'a kadar ilerleyince Yunanlılar, batıya dönük bir cephe kurmak zorunda kaldılar.

Ve Kurtuluş Savaşı'nın sonu: 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Muharebesi, kazanılan büyük zafer, sonsuza dek edinilmiş bir yurt. Tüm şehitlerimize gani gani rahmet. Dualarımız, tüm Atatürk dünyasına.

Bakmadan Geçme