18’lik ergen modları

E-sosyal medyada adressiz kurşunlar! Atarlanmak, gider yapmak, ima etmek… Laf sokmaca, söz değdirmece… Adrese teslim kapalı...

E-sosyal medyada adressiz kurşunlar!

Atarlanmak, gider yapmak, ima etmek… Laf sokmaca, söz değdirmece… Adrese teslim kapalı mektup atmaca falan… Benzeri deyim veya kelime öbeklerini daha da arttırabiliriz…

E-sosyal medya, bazen kurşun gibi vızıltılarla çınlıyor… İma etmek; doğrudan yazamadığın bir konuyu, anımsatarak yazmak. Edebiyatta 'telmih' sanatı vardır. 'Bilinen bir olayı, tanınmış bir kişiyi hatırlatma, çağrıştırma sanatına (anımsatma)' denir.

Bana sorarsanız hiç tarzım değil. Yaklaşık 23 yıldır Küçük Menderes Gazetesi'nde yazılar yazıyorum. Takma isimlerle de çok yazdım. Zamanı gelir, fırsatım da olursa bunları da tek tek anlatırım. Takma isimlerle yazı yazmamın nedeni, çalışan bir memur/öğretmen olmam idi. Hem öğrencilerimi hem velilerimi hem de bir devlet memuru olarak haklarımı düşündüğüm için bu yolu seçtim.

Eskiden yoktu ama şimdilerde e-sosyal medyanın da geniş kesimlere ulaşması bakımından yazı yazmak için yeterli olanağın var olduğunu düşünüyorum. Bence atarlı, imalı ve dolaylı yazmak yerine adresi belli yazılar yazmanın daha ilkeli ve dürüstçe olduğunu düşünüyorum.

Biliyorsunuz eleştiride hem övmek hem de yermek vardır. Belediyeyi mi eleştireceksin, yaz kardeşim ne düşünüyorsan. Somut olay ver, somut isim yaz… Ya da başka bir kurum veya kişi…

Ne dersiniz sevgili ima sever arkadaşlar! Konumu uygun olan, eli kalem tutan ve siyasete hevesli çok sayıda arkadaşımız var. Aile içi laf sokma yarışı yapmaktansa dünya, ülke ve yerel gündemle ilgili düşüncelerinizi açık açık yazmak daha iyi değil mi?

18'lik ergen modları yakışmıyor…

**

Sınav üstüne

Bugün üniversiteye giriş sınavının ilk aşaması yapılıyor. Üniversite bitirme ve girme telaşında olan bir oğlum, bir de kızım var. Günlerdir yapılsın mı yapılmasın mı tartışması yaşandı. Sınavın bir ay ileri ötelenmesi anlaşılabilirdi belki ama yeniden öne çekilmesi, bana göre çok yanlış oldu. Gelecek eğitim yılının hazırlıkları, bence ilk ötelemeye göre yapılmalı idi.

Kabul etmek gerekir ki gelecek yılın planlamasının da sıkıntılı olacağını ve öğrencilerimizin sıcak yaz günlerinde bir ay daha stres yaşayacağını düşünmemiz gerekir. Ayrıca ekonomi ve tatil olgusunu da kenara atmamak gerekir.

Sınava dayalı bir eğitim sistemimiz olduğunu biliyorsunuz. Özetle yazmak gerekirse bence artık bu merkezi sınav sisteminden uzaklaşmak gerekir. Okul bitiminde yapılan merkezi sınav yerine eğitim boyunca yapılan sınavlar yani başarı ortalaması dikkate alınmalı. Hem lise girişinde hem de üniversite girişinde. Sınıfta kalmayı da kaldırmak gerekir. Eğer bir öğrencinin sınıfta kalması gerekiyorsa aile ile birlikte karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum fakat bu sınav sistemi devam ettiği sürece başarısızlığa da prim verilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Malum; koronavirüs salgını nedeniyle de bir gerginlik ve tartışma yaşanıyor. Öyle bir havaya sokuldu ki sanki virüs, öğrencilerimizi sınav salonlarında bekliyor da gireni sokacak! Herkes, işinde gücünde ve alışverişinde… Yani ben, gerekli önlemleri almak kaydıyla abartmamak gerektiğine inanıyorum.

Hayat devam ediyor.

**

Üstteki iki yazıyı 27 Haziran 2020'de yazmışım… Gazetede yayınlamak için değil. Öylesine esmiş, yazıp ortaya bırakmışım…

**

Siz de farkındasınız geçen hafta Kent Konseyi seçimleri ile ilgili koşuşturmaca vardı. Seçimler, dün itibarı ile geride kalmış olacak. Sanki belediye başkanı seçimi! Alt tarafı bir düşünce kulübü belirleyeceğiz. Ne hastane yapacağız ne de okul… Yani şöyle olursa böyle olur, böyle olursa da şöyle olur diye fikir beyan edilecek. 'KanalÖdemiş' gibi uçuk projeler de üretmeyeceğiz. Ben zaten 25 yıldır burada yazıyorum. Yani düşüncelerimi paylaşıyorum.

Özetle; birilerinin yanında da değiliz, karşısında da değiliz. Ayrıca bize kimse zorla bir fikir/öneri kabul ettirmeye kalkmadı, bundan sonra da edemez. Dedikodulara bakmayın. İsterseniz girin Kent Konseyi sayfasına, orada bizim dönemimizde yapılan toplantıların yazılı tutanakları duruyor. Ne yapmak istemişiz de yapamamışız! Galiba bu işin biraz da 'önadı' yani sıfatı güzel!

Ama yeniden ikinci üç yıl için seçilirsek Ödemiş ve çevresi için güzel fikirler üretmeye gayret edeceğimizin sözünü verebilirim… Kent Konseyi, kimsenin malı değildir. Biri olmazsa veya seçilemezse bu işler olmaz diye de bir şey yok… Sosyal medya sizi yanıltmasın; üretilenler ekip işidir.

Bakmadan Geçme