Allah kimseyi ünlü yapmasın!
ARDA TURAN Çok kişi yazdı… Hürriyet'ten Melike Karakartal, 'Arda Turan olayı ve zamanın ruhu' başlıklı yazısında,...
ARDA TURAN
Çok kişi yazdı… Hürriyet’ten Melike Karakartal, ‘Arda Turan olayı ve zamanın ruhu’ başlıklı yazısında, “Ah şu ego neler yaptırıyor insana… O ego var ya o ego, ‘Ben hep haklıyım’ dedirtiyor, mağdur rolünü çok seviyor, kin tutmaya bayılıyor, hep övülmek ve sevilmek istiyor, insanın gözünü kör ediyor…” demiş.
Özetle şunları söylemiş yazısında:
“Arda Turan çok yetenekli bir sporcu ama derisi ince… Sürekli haksızlığa uğradığını söylüyor. Futbolundan aşk hayatına, yaşantısından tercihlerine sürekli eleştirildiğini söylüyor. Kimi zaman haklı, kimi zaman haksız sularda geziyor bu eleştiriler… ‘Dünya çapında futbolcu olmak’ elbet insanın omuzlarına bir yük bindirir. İnsanlar, dünyaya açılmış sporculardan vizyonu genişlemiş, yaşam kültürü biçimlenmiş, mali durumu kadar yaşam kültürü açısından da zenginleşmiş bir profil bekliyor. Yaşam kültürü açısından kendini pek zenginleştirmediği düşünülen Turan, bu alanda çokça eleştiriliyor haliyle. Agresif davranışları, kibirli söylemleriyle de eleştiriliyor. Ve elbette şiddet eğilimiyle… Dünya çapındaki bir futbolcu, yaşına, deneyimlerine, dünya görmüşlüğüne, bugüne kadar kurduğu sosyal ilişkilere, kariyerine bakmadan, ergenlik çağındaki bir oğlan gibi ‘Bana haksızlık ediyorlar’ diye insanların boğazına sarılırsa, tüm o haklı çıkma sevdasını, ‘adamlık’ beyanlarını bir kenara bırakıp dönüp bir kendisine bakması lazım.
**
Zamanın ruhunda el sıkışmak, anlaşmak, birbirini anlamak, karşısındakini anlamaya gayret etmek, sakin düşünmek yok. Efelenme var, üst perdeden konuşma var, şiddet var, linç var. Zamanın ruhu var da, o ruhu kim oluşturuyor? Biz, hepimiz. İnsanlar. Toplum önündeki figürlere bakarak dönüşüyoruz. Ayna gibiyiz, politikacısından futbolcusuna örnek figürler nasıl davranırsa, toplum onların aynasına dönüşüyor. Zamanın ruhunu dönüştürecek olan da bizleriz. Sorunları hayatta karşılaştıklarına nasıl tepki vereceğini bilemeyen, dürtülerine ve anlık sinirine her zaman yenilen deneyimsiz ergen oğlan çocukları gibi çözemeyiz. Birbirimize durmadan efelenerek, bağırarak, nefret saçarak, suç atarak zamanın ruhunu dönüştüremeyiz. Yanlış kararlar vermiş insanları linç ederek de zamanın ruhunu dönüştüremeyiz. Galiba biraz sakin olmak lazım…”
DENİZ SEKİ
Şarkılarını dinlerim ve beğenirim. Kendine has bir sesi vardır. Biraz, başkaları yanında mağdur oldu görüntüsü oluştu…
MHP’nin yayın organı olarak bilinen Ortadoğu gazetesinde de “Deniz Seki’den Kahraman Yaratmak!” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yıldıray Çiçek, bu yazısında özetle şunları yazmış:
“Uyuşturucu ticareti yapmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan şarkıcı Deniz Seki, infazını tamamlayarak Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan geçtiğimiz günlerde çıktı… Ama ne çıkıştı! Sanırsın hapisten “vatan kahramanı” çıkıyor. Tüm televizyon kanalları orada, slogan atan kalabalıklar coşkulu… Yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hapse giren Deniz Seki de kalabalığın coşkusuna ayak uydurarak, ‘Teşekkür ederim bu kadar güzel bir sevgi seli ile karşılaştığım için. Bunca zaman sesim oldunuz, dimdik ayakta durmamı sağladınız. Çok zorlu bir yolculuktu ama Allah’ın izniyle çıktım’ açıklamasını yaptı. Utanması gerekirken, hapisten çıkınca gizlice evine gitmesi gerekirken kahramanlar gibi karşılanıyor. Uyuşturucunun insanlık suçu olduğunu gel de şimdi bu topluma anlat…
Suç, ‘Uyuşturucu ticareti yapmak’ ama yapılan muamele kahraman yaratmak!
Deniz Seki’nin hapisten çıkış manzarasından en çok da ‘Uyuşturucu ticareti yapanlar’ gurur duymuştur herhalde. Türkiye bu manada maalesef iyi bir sınav veremiyor.
Adam cinayet işliyor: Türkiye Seninle Gurur Duyuyor.
Adam dolandırıcılık yapıyor: Türkiye Seninle Gurur Duyuyor.
Adam hırsızlık yapıyor: Türkiye Seninle Gurur Duyuyor.
Adam tecavüz yapıyor: Türkiye Seninle Gurur Duyuyor.
Bu örnekleri uzat uzatabildiğin kadar. Bu nasıl bir gurur anlamak mümkün değildir”
HAKAN ŞÜKÜR
Eski milli evlat/futbolcu Hakan Şükür’ün TRT’de yaptığı yorumlar bir dönem oldukça ilgi gören haberler arasında yer alıyordu. Aldığı maaş konusunda farklı bilgiler çıktı gazetelerde. Hem milletvekili hem de TRT yorumcusu idi. Maç arasında Meclis’e gider gelirdi.
2010 referandumunda ‘Evet’ şapkası ile geziyordu…
Nikah törenini ve şahitlerini hatırlayın…
Ve şimdi düştüğü duruma!
Birden Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney geldi aklıma…
Sabahattin Ali, Nazım Hikmet…
Onların adları hiç olmazsa akçeli işlerde kirlenmedi…
Allah kimseyi ünlü ve şan şöhret sahibi yapmasın!..
Şükür halimize…
Bakmadan Geçme





