Ah o çiçekleriniz!
Bugün yirmiiki Nisan ikibinondokuz, öncelikle herkese sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hafta dilerim. Bugünkü konumuz, göz...
Bugün yirmiiki Nisan ikibinondokuz, öncelikle herkese sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hafta dilerim.
Bugünkü konumuz, göz boyama durumlarında, törenlerde, açılışlarda, tebrik durumlarında onlarca çiçeğin dalından koparılıp, gecenin karalığındaki mezatlarda, o çiçekçi senin, bu çiçekçi benim satılıp, zamanı geldiğinde de çiçekçinin zevkine göre, hazırlanan gösterişli organizasyonlar eşliğinde, adreslerine ulaştıktan sonraki yok oluşlarına giden heba süreçleri. (alt tarafı çiçek değil işte, devam edelim okumaya…)
Biz Türk toplumu olarak, kıymet verdiği herkese sürprizler yapmayı seven insanlarız. Bunun da çoğunlukla en ucuz yollusunu; bir demet papatya, bir gül ve benzeri gibi eskilerin de dediği “çam sakızı çoban armağanı” şeklini seçeriz.
Sevgili çiçeksever arkadaşlar ya da şöyle diyeyim; sevgili çiçek vermeyi sever arkadaşlar, çiçek verdiğiniz ya da gönderdiğiniz şahıslar muhakkak ki kıymetli insanlardır. Ve belli ki sizin için aşırı önem taşımaktadırlar. Yoksa toplu alanlarda oturduğu yerden kadına yer vermeye erinen bir erkek cinsinin çoğaldığı bu zamanda, çiçek verme eğilimi gösterenlerin vardır bir ortak noktaları diye düşünüyorum.
Mesela; ya çiçek gönderdiği kişi yüksek mevkili biri, ya bir isteğini yapmayı vadeden biri, ya çiçek gönderdiği kişinin herhangi bir durumundan umutlanan biri, ya da bunların hepsi nezaketliler de, bir ben günahlarını alıyorum (!) o da olabilir tabi.
İyi de hangi duygularla olursa olsun, doğayı güzelleştirme görevi verilen ve yaşayacağı topraktan ayrılarak sadece bir saat sonra kendini, sarılan ambalaj kağıdının üzerine cansız haliyle bırakacak bir çiçeğin kanına girmek niye. Bıraksan da toprağında yaşasa, gelen geçen çocuklar dalından çiçek koklamayı öğrense güzel olmaz mı?
Peki, bir diğer şeklini de düşünürsek, saksısı ve toprağı ile hediye edilen çiçeklerin yerine göre ayrımını yapabilme inceliğini göstersek! Mesela; bir törende çiçek yerine farklı bir şekilde hatırlansak ya da bir doğumda çocuğun adına bir şeyler yapabilsek, bir kutlamada tonlarca saksı çiçeklerin içine ya da çelenklerin içine bizimkileri de eklemek yerine farklı, insanlara ışık açan yollar denesek nasıl olur!
El buketlerine son verelim mesela, saksı çiçeklerini ortama göre götürmemeye karar verelim, sonra yapay çiçekler, sadece gösterişi ön plana çıkaran şeylere para harcamayalım olmaz mı? Hele hele yapaylıktan uzak durmaya çalışalım.
Eskiden daha azdı şimdilerde almış başını gidiyor, yine daha bugün gördüm, çelenklerde yapay çiçek işini abartmışlar artık. E bunun ne anlamı var peki? Yani o yapay çiçeğin üzerindeki isim bandını değiştir değiştir başkası adına başka yerlere gönder. Ya da koca bir tahta üzerine onlarca yapay çiçek çelengini almak sana ne his sağlayacak. Saçma sapan gösteriş budalalığından başka bir şey değil. Amaçtan uzak, samimiyetten uzak, duygudan uzak yapay bir hal almaya başlamış bu sektörde. Etmeyin, paraya yazık,
Hele hele şimdi bu yerel seçimlerden sonra, başkanların, yardımcılarının, meclis üyelerinin, muhtarların sonra doğum yapanların, hastaneden çıkanların, ataması yapılanların, evlenenlerin, sevgili edinenlerin, nişan, söz yapanların vesaire say da say. Üçyüzaltmışbeş günün üçyüzaltmışı belki de özel günlerle dolu. Korkunç bir çiçek mezat durumları var.
Üç liraya gecenin bir yarısı çiçek mezatından ürünü alır çiçekçi, sonra dükkânına istifler, sonra çiçeksever biri gelir koca koca çiçekler yaptırır, çelenkler mi dersin, el buketleri mi, sonra çürümeyle ve de paranın yerini bulmamasıyla son bulur bu senaryo.
Çokbilmiş Karadenizli senin tavsiyen ne? Yazın davetiyelerinizin, sosyal medyalarınızın, mesajlarınızın altına.”bize çiçek getirmek isteyenler, aşağıdaki ihtiyaç yerlerine bağışta bulunsunlar” diye. Kimler onlar; TSK Mehmetçik Vakfı, Tema Vakfı, Lösev, Akut, Açev, Çağdaş Eğitim Vakfı gibi birçok eğitim ve sağlık vakıflarına hediye edeceğiniz kişi adına bağışta bulunabilirsiniz. Ve bağış sonrası o adrese istediğiniz kişi adına bağış sertifikasını göndertebilirsiniz. Paranız da boşa gitmez, vakfın amacına dair, ya toprağa ya da onlarca insana fayda sağlamış olursunuz, her şeyden önce, öyle uyduruk, para tuzağı, sizin manevi değerlerinizi iç edecek yerleri de hayatınızdan çıkarmış olursunuz.
Ama elbette ki her şeyden önce, niyetiniz gösteriş, nemalanma, değil de halisse, inanın bunun manevi hazzı hiçbir yerde yok. Üstelik de çok paralar değil, maksat hatırlandığını ve değer verildiğini ispatlamaksa karşı tarafa gelin ihtiyacı olan bu kurumlara, ihtiyacımız olduğunda yardımda bulunalım.
Ha bazılarınız şunu da söyleyebilir, e gelen bir sürü saksı çiçeği var onları ne yapabiliriz? Kolay, her gelen misafire, ya da bulunduğunuz yere göre çağırın basını ya da basınsız (örnek teşkil etmesi açısından) müzayede yapınız satınız. Ve topladığınız paraları yukarıda bir kaçını saydığım yardım kurumlarına gönderiniz derim.
Naçizane bendenizin tavsiyesidir efendim. Ferdi kararlarımda hep öyle yapmışımdır. Hazzı başka inanın çok başka!
Ve bugünü de böylece bitirelim, Tanrı, yüreğinin ve beyninin harmanını dilinden dökülen insanlarla karşılaştırsın inşallah diye bugünü de sonlandırıyorum. Aynen üçlü karmada olduğu gibi!
Sevgiler
Bakmadan Geçme





