Ah bu stres yok mu?
Peki stressiz bir yaşam mümkün mü sizce? Stres, belli miktarda belli oranda yaşamımız için gerekli olan...
Peki stressiz bir yaşam mümkün mü sizce? Stres, belli miktarda belli oranda yaşamımız için gerekli olan bir olgu iken kontrolden çıkınca asıl problem başlıyor. Peki stresinizi kontrol etmenin, damar kalitenizi yüksek tutmanız ile doğru orantılı olduğunu biliyor muydunuz?
Stres; farklı koşullarda, değişen durumlara karşı vücudumuzun göstermiş olduğu içsel tepkilerdir. Bir uyarana karşı verilen bu tepki, belirli düzeyde olduğunda sağlıklı olduğumuzun göstergesi kabul edilir. Bu durum, bir nevi korunma ve savunma için gereken düzeyi anlatır. Bu düzeyin giderek yükselmesi ve sınırları zorlaması ile baş ağrısı, unutkanlık, espri yapma kabiliyetinin düşmesi, uyku bozuklukları, sindirim- mide problemleri, iştahı kontrol edememe ya da tam tersi iştahsızlık gibi sorunlar ortaya çıkar.
Stressiz yaşamamız mümkün değil ama stresi kontrol edebilmek mümkün. Bunun için fizyolojik destek içerikli sağlıklı bir beslenme planı, egzersiz ve düzenli spor gerekir.
Stresle baş edebilmek için beslenme çok önemlidir.
*Her türlü stres durumunda adrenalin hormonu salgılanır. Bu hormon üretiminde C vitamini kullanılır. Dolayısıyla uzun süreli streslerde daha fazla C vitamini tüketmek gerekir. C vitamininden zengin besinlerimiz: mandalina, portakal, kivi, biber, patates, domates, brokoli gibi…
*Stres, protein gereksinimini arttırır. Dolayısı ile yumurta, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri sıklıkla tüketilmelidir.
*Bunlar dışında folik asit kaynağı için koyu yeşil yapraklı sebzeler, çinko kaynağı için deniz ürünleri, kırmızı et tüketilmelidir.
*Demir kaynağı için kuru baklagiller, kuru meyveler, pekmez, tahin, yeşil sebzeler tüketilmelidir.
*Sinir sisteminin çalışmasında etkili B vitamini, magnezyum kaynağı için, tam tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, ceviz, badem, fındık gibi yağlı tohumlar vb. tüketilmelidir.
*Günlük tüketilen kafein miktarına dikkat etmek gerekir. Aşırı kafein tüketimi, zihinsel ve fiziksel uyarıcı olması nedeniyle hem huzursuzluğa hem de depresyona yol açmaktadır. Bu nedenle de günlük kafein tüketimini en fazla iki fincan kahve içerek sınırlandırmak gerekmektedir.
*Rafine şeker tüketimini mümkün olduğunca en az seviyede tutup kan şekerini dengeleyici kompleks karbonhidrat kaynaklarının (kuru baklagiller, tam tahıl ürünleri vb.) tüketimini arttırmak gerekir.
*Vücutta oluşan toksinlerin atılmasını kolaylaştırmak için günde en az 8-10 bardak su tüketilmelidir.
En önemli şey sağlık, sağlık dolu bir hafta geçirmeniz dileğiyle…
Bakmadan Geçme





