Adem ve muhtar

Muhtarlar… Eski adı ile köylerin, yeni adı ile mahallelerin ilk temsilcileri. Arapçadan  dilimize yerleşmiş 'muhtar' kelimesinin...

Muhtarlar… Eski adı ile köylerin, yeni adı ile mahallelerin ilk temsilcileri.

Arapçadan  dilimize yerleşmiş ‘muhtar’ kelimesinin Türkçede iki ayrı anlamı var.

1- Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimse, köy muhtarı, mahalle muhtarı.

  1. Özerk. Bir üst organa bağlı olmakla beraber ayrı bir yasayla kendini yönetme yetkisi olan kuruluş, devlet vb. Bir de mecazi anlamı var: Her işe burnunu sokan.

19 Ekim 2019 tarihinde Küçük Menderes Gazetesi için yazdığım yazıda Kent Konseyi bünyesinde Mahalle Meclisleri çalışmasından bahsetmiş, şunları söylemişim: “Kent Konseyi biliyorsunuz, tamamen olmasa da sivil bir örgütlenme sayılır. Bütçesi yoktur, yaptırım gücü de vatandaşın verdiği desteğe bağlıdır. Bir süredir Ödemiş Kent Konseyi’nin yeniden canlandırmaya çalıştığımızı belki görüyorsunuz.

Önceki dönemlerde Bademli, Ovakent ve Konaklı belediyelik iken şimdi muhtarlığa dönüştü. Bu bölge, Ödemiş’in güney böylesi. Doğu, kuzey ve batıda da benzeri bir dağılma var.

Önümüzdeki günlerde Ödemiş’in güney mahalle meclisini kurmak için çalışma yürüteceğiz. Muhtarlar Derneği Başkanımız ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyemiz Nihat Savuran ile girişimlerimiz var. Nihat Bey, ziyaret edilmedik yer bırakmıyor. Sabah bir yerde ise akşam başka bir yerde. Bu işi gönülden yapıyor.

Güneyde iyi işleyen bir mahalle meclisi oluşturabilirsek belki dağınıklığı engelleyebilir, yeniden bölge ile ilgili projelerin ilgili yerlere ulaşmasını sağlayabiliriz.

Mahalle Meclisi’nde görev yapmak için ille de muhtar olmak gerekmiyor. Sıradan vatandaşlarımız da eğer benzeri çalışmalar içinde bulunmak istiyorlarsa Kent Konseyimize yazılı başvuruda bulunabilirler. Demokrasi, ancak ona sahip çıkılırsa güçlü olur.”

Söylemekte sakınca yok. Bunu yapamadık. Nedeni de biliyorsunuz korona salgını yüzünden getirilen yasaklar idi.

18 Şubat 2019 tarihli Küçük Menderes Gazetesi için yazdığım başka bir yazıda da Belediye Meclisi ile muhtarların ilişkisine değinmişim. 31 Mart tarihinde yapılan seçimlerden önce kaleme aldığım bu yazıda da “Bu seçimler, ağırlıklı olarak iki adaylı seçimler halinde geçecek” demişim.

“Dileğimiz; seçimler demokratik bir ortamda, şeffaf bir şekilde gerçekleştirilsin” dedikten sonra da belediye seçimlerinde yaşanan ittifak ve koalisyonlara değinmişim:

“İttifaklar, şu sıralar belediye meclis üyelikleri ve başkan yardımcılıkları için son rötuşları yapıyorlar.

Ali kaçıncı sıraya konulacak, Veli de liste de olacak mı! Efendim, filanca partiye daha dün gelmişmiş de Hasan’ın bu listede ne işi varmış!

Belediye meclisleri ve encümeni, tabii ki çok önemli. Belediye meclis toplantısında el kaldırıp el indirmekten öte görev yapmayacakların listelere alınmasının ne kadar mantıklı olduğunu sormama gerek yok; böyle gelmiş böyle gidiyor…

Bence bütün seçilmiş muhtarlar, belediye meclislerinin doğal üyesi olmalıdır.

Sizce mahallelinin seçtiği muhtar mı daha yetkili olmalı yoksa parti il ve ilçe yöneticilerinin seçtikleri kişiler mi?

Muhtarlarla birlikte bence belediye meclislerinde alanlarında uzman kişiler bulunmalıdır.

Odalar, sendikalar ve dernekler de kent konseylerinde seslerini çıkarabilir ve kent yönetimine katılabilirse alın size en güzel demokrasi.”

Bu alıntı ve hatırlatmaları yaptıktan sonra gelelim bugünkü yazı konumuza.

Bilmiyorum basından ne kadar izleyebiliyorsunuz ama Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, bir süredir muhtarlarla bölgesel toplantılar yapıyor. Kaymakçı’da partili delege ve mahalle temsilcileri ile yapılan toplantının ardından devam eden muhtarlar toplantılarının tam da yukarıda belirttiğim ‘muhtarların dikkate alınması’ hatta başkan Eriş’in “Ödemiş bizim evimiz” söylemine yakışan bir ‘ortak akıl’ çalışması olduğunu düşünüyorum.

Eskilerin ‘adem-i merkeziyet’ adını verdikleri yerinden yönetim anlayışı, merkeziyetçiliğin en aza indirilmesi çalışmasıdır. ‘Adem’, yokluk demektir. Adem-i merkeziyetçilik de merkeziyetçiliğin ortadan kaldırılması…

Ben hiçbirine katılmadım ama dilerim bu tür toplantılar verimli bir havada gerçekleşiyor ve düzenli aralıklarla da devamı da gelecektir.

Eski milletvekillerinin sorunları sigara kağıtları üstüne not aldıklarını, sigara bitince kaydedilen sorunların da ortadan kaldırıldığını duymuşsunuzdur.

Muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları, toplumun can damarlarıdır.

Demokrasi ‘ben’ değil, ‘biz’ demektir.

Bakmadan Geçme