Adalet için…
Biliyorsunuz sevgili okurum, 5 Nisan günü Avukatlar Günü idi. Gönül isterdi ki ülkemizde hukuk adına haksızlıklar...
Biliyorsunuz sevgili okurum, 5 Nisan günü Avukatlar Günü idi. Gönül isterdi ki ülkemizde hukuk adına haksızlıklar yapılmasa, hukuk adamları daha özgür ortamlarda mesleklerini en iyi şekilde icra edebilseler adalet için…
Adalet, adil olmak uğruna yaşadıkları haksızlıklar karşısında Halkın Hukuk Bürosu üyesi Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal, Şubat ayında başladıkları açlık grevini ölüm orucuna çevirmişlerdi. Dile kolay, ölümü göze alarak yapılan bir eylem!
Çağdaş Hukukçular Derneği de bu olaydan duydukları endişeyi sıklıkla dile getirmişti. Endişelenmemek mümkün mü?
Geçen gün ölüm orucu sırasında vefat eden avukatın sessiz çığlığı da zaten bu endişenin ne kadar haklı olduğunun delilidir.
“Ahhh keşke!” diye başlayan cümlelerimiz bile ağlıyor.
Üzüntümüz derin, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Kendi aleyhimize bile olsa adaleti ayakta tutan adil olmanın bir anlamda iman etmek kadar önemli olduğunu ne çabuk unuttu bazı Müslümanlar?
18 yıldır devletin hükümet merciinde bulunan, yeri gelince dindar nesil yetiştireceklerini söyleyen bu Müslümanların insan canının kıymetini, hukukun gereğini savunan İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in buyruklarından, bize emanet bıraktığı Kuran-ı Kerim’den haberleri yok mu?
Nisa Suresi 58. Ayet; “İşleri muhakkak ehline veriniz ve insanlar arasında hükmedeceğiniz zaman adaletle hüküm veriniz.”
Maide Suresi 8. Ayet, “Bir kişiye, bir gruba duyduğunuz nefretiniz, sizi adaletsiz davranmaya sürüklemesin…”
“Ayetlerin anlamından habersiz, kul hakkı bilincinden uzak, adaleti gözetmeyen bir Müslümanlık gerçek bir Müslümanlık mıdır, dindar nesli böyle mi yetiştireceksiniz?” diye sormak isterdim.
Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı’nın “Kuransız Müslümanlık” adlı kitabını yakın zaman önce tekrar okudum. Hakikaten Müslümanlıktan sene be sene dem vuranların sözleri ile eylemleri arasında uçurumlar var. Vahyin anlamından uzak sözde Müslümanların içler acısı halini anlatan İlahiyat hocamızın üzüntüsü ile yüzyıl önce kahrından keder yüklü olduğunu Mehmet Akif Ersoy’un “İnmemiştir hele Kuran / Bunu hakkıyla bilin / Ne mezarda okunmak ne de fal bakmak için” dediği mısralardan anlıyoruz.
Eh sonra da birileri çıkıyor, bu milletin değerleri ile alay ediyor “İban Suresi, iban numaranızı verin” şeklinde…
Bir yanlışlık, başka bir yanlışlığa sebebiyet veriyor. Değerlerimizin farkında olup en iyi şekilde yaşayamadığımız için elem duymalıyız.
Dindar nesiller; sadece imam hatipler açmakla, Kuran-ı Kerim’i en güzel kim okuyacak diye ses yarışmaları tertip etmekle olmaz. Samimiyetle, ihlasla, anlayarak, manasını kavrayarak okunması ve “Devlet, ancak adaletle yaşar” diyen peygamberi iyi anlamakla olacaktır.
Elem duyabilirsek hatalardan, korkunç yanlışlıklardan ibret alabiliriz. Suçu sadece karşımızda aramak, sorunları ortadan kaldırmıyor.
Ülkemizde son zamanlarda ölüm orucu denilerek yapılan duyuru, dikkat çekme eylemlerinin özünde bir haksızlığı dile getirmek için yapılmış olmasını anlıyorum. Zaman zaman bu tür eylemleri hemen her kesimden birey, kurtuluş reçetesi olarak takdim etmişti ve halen savunan var.
Fakat hangi amaçla olursa olsun aktivistlerin, sözcülerin, eylemde bulunanların ideallerini, amaçlarını ölümün soğukluğuna sığınarak yapmalarını doğru bulmuyorum. Oruç ifadesi de burada çok yanlış kullanılıyor. Orucun mahiyetinde daha sağlıklı, daha dinç bir beden ve ruhi yaşam amaçlanır. Ölüm ile oruç kelimesinin yan yana getirilmesi, yaşamaya endeksli oruç ifadesi bakımından doğru olmuyor.
Haksızlıklar karşısında şeytanlaşıp susmayalım. Sesimizi duyuralım. Ölerek ya da öldürerek değil, yaşayarak ve yaşatarak en iyi şekilde hakikati aydınlatalım. Aydınlatalım ki nice canlar heba olmasın…
Hayatta olsaydı sanırım kendisi de benim gibi düşünürdü dediğim idealist bir avukat ve televizyon sunucusu olan Cenk Koray, vefat etmeden önce harika bir kitap yazmıştı: “Atatürk, İslamiyet, Kuran ve 19 Mucizesi”
Hukuk, adalet için çırpınan yüreklere selamlar… Bu hakikat ilkesi uğruna vefat eden ruhlara da binlerce rahmet…
Bakmadan Geçme