- Haberler
- ABDÜL KADİR DURMAZ: -OYMA SANATI BÜYÜK BİR AŞK, SABIR VE ÖZVERİ GEREKTİRİR
ABDÜL KADİR DURMAZ: -OYMA SANATI BÜYÜK BİR AŞK, SABIR VE ÖZVERİ GEREKTİRİR
 Kerem Karamanlıoğlu – Ödemiş&rsquote ağaç işleri yapan Abdül Kadir Durmaz yaptığı oyma sanatı ile Ödemiş&rsquote tek...
Kerem Karamanlıoğlu – Ödemiş’te ağaç işleri yapan Abdül Kadir Durmaz yaptığı oyma sanatı ile Ödemiş’te tek kalan ustalar arasında yerini aldı.
14 yaşında ilkokuldan çıktıktan sonra ağaç işleri atölyesinde mesleğe başlayan 2 çocuk babası 45 yaşındaki Ödemişli Abdül Kadir Durmaz, uzun yıllar ağaç işleri ve mobilya atölyesinde çalıştığını söyledi.
Çocukluk yaşlarında sürekli ağaç parçalarını oyarak farklı figürler yapan Durmaz, ağaç işleri ve mobilya mesleğini öğrenirken oymacılık sanatını da geliştirdi.
1991 yılında Durmaz Mobilya olarak kendi işyerini açan Abdül Kadir Durmaz Ödemiş’in son oyma ustası Namık Şık’tan oymacılığı tam anlamı ile öğrendi.
Oyma sanatının ahşaba can veren bir iş olduğunu kaydeden Abdül Kadir Durmaz bu işin çok sabır isteyen bir iş olduğunu kaydetti.
“DERVİŞ AĞA KONAĞI VE DEĞİRMEN’İ YAPTI”
Ödemiş’te ve bölgesindeki tarihi ve eski yapıların restorasyon işlerinin gözdesi olan Abdül Kadir usta Birgi’deki restorasyon çalışmalarında birçok eski yapının eski hallerine göre ağaç işlerini ve oyma işlerini büyük bir sabırla yapmış. Şahıs evlerinin yanı sıra Birgi Derviş Ağa Konağı’nı, Birgi Değirmen Kafe gibi büyük yapılarında tüm ahşap ve oyma işlerini yaparak yıllar önce yapılan sanatı tekrar gerçekleştirerek geleceğe taşımış.
Abdül Kadir Durmaz usta bugün de Ödemiş’in en eski ve tarihi binalarından olan işgal yıllarında Yunan Ordusunun karargâh binası, sonraki yıllarda Ödemiş Lisesi ve son olarak da aha önce Ödemiş Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan tarihi binanın tüm ağaç işlerini ve oyma işlerini yapıyor.
Oyma sanatını büyük bir aşk büyük bir heyecan ve büyük bir sabırla yaptığını söyleyen Abdül Kadir Usta bu konuda işlerin çok ama çalışan insanın çırak ve kalfa bulamadıklarını söylüyor.
“KENDİMİ BİLDİM BİLELİ AĞAÇ PARÇALARINA OYARAK FARKLI FİGÜRLER YAPTIM”
Durmaz, “14 yaşında ilkokuldan çıktıktan sonra ağaç işleri ve mobilya atölyesinde değerli ustalarımızın yanında bu işi öğrenmeye başladım. Okul yıllarımda da sürekli bir ahşap parçasına değişik figürler yapmaya çalışıyordum. Kendimi bildim bileli bir ağaç ürününe bir şeyler oymaya şekil vermeye çalıştım. İlkokulda ahşaba oyarak yaptığım balık resmim ise ödül almama sebep olmuştu. Sonraki yıllarda İsmet Çalıkkasap ve Namık Şık ustalarımdan bu işi öğrendim ve uzun süre onlarla birlikte çalıştım.”
“OYMACILIĞI NAMIK ŞIK’TAN ÖĞRENDİM”
“Oymacılığı ustam Namık Şık’tan öğrendim. Kendisi ile birlikte birçok ahşaba da can vermiştik. Daha sonra 1991 yılında kendi işyerimi Durmaz Mobilyayı açtım. Geçtiğimiz 90’lı yılların sonu 2000’li yılların başlarında mobilya mesleği ağaç işleri meslekleri gerilemeye gitmişti. O günlerde piyasada dayanan tutunan dükkânlar bugünlerde tekrar yoğun iş yapmaya başladı. O yıllarda herkes hazır ürüne plastiğe yönelmişti.”
“AHŞABA DÖNÜŞ VAR”
“Şimdi tekrar ahşaba, özel işçiliğe ağaç ürünlerine rağbet ve dönüş var. İnsanlar yaşadıkları alanların özel ve doğal olmasına özen gösteriyorlar. Geçtiğimiz yıllardaki plastik ürünler kısa süre sonra işlevini yitirdi. Ama bir ağaç ürünü uzun yıllar size hem hizmet ediyor hem de huzur veriyor. Aynı zamanda son yıllarda restorasyon çalışmaları da yaşanmaya başladı. Birgi en yakın örneğimiz hemen yanı başımız da hepimizin değişimi gördüğü bir yer. Geçmiş yapıların her alanında kapısında, penceresinde bir sanat bir oyma işi varmış.”
“BİRGİ’DE BİRÇOK RESTORE İŞİ YAPTIM”
“Ben Birgi’nin restorasyon işlerinde birçok şahıs evinin restorasyon işlerini yaptım. Her biri konak türünde olan evlerde birçok farklı figür ve işlemeler bulunuyordu. Restorasyon sürecinde aynı ağaç türünden aynı boyutlarda ve aynı kalıplarda ürünleri yenilerken 500 yıllık oymalarında aynısını yaptım.”
“GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIMIŞ OLDUK”
“Bu aynı zamanda geçmişi geleceğe taşımak oldu. Bugün o çalışmalar olmasaydı bir nevi tarih yok olacak geçmiş yapıların özellikleri kaybolacaktı. Ya da restore yapılırken aynısı olmayan çalışmalar olsaydı yine o güzellik kaybolup gidecekti. Birgi’de evlerin yanı sıra Dervişağa Konağı’nı ve Değirmen Kafe’nin olduğu yapının da ağaç işleri ve oyma işlerini büyük bir sabır büyük bir özveri ile yaptım. Bu alanlarda oyma işlerini yaparken kendimde yeni birçok şey öğrendim. Eski insanlar ve ustalar gerçekten çok özel işlere imzalarını atmışlar. Yapının tavanından, eşyaların konacağı yerlere oturma grubundan tabana kadar her yerde ayrı bir sanat ayrı bir işleme var.”
“GELECEK NESİLLERE MİRAS BIRAKIYORUZ”
“Ben yaptığım işlerde aynılarını tekrar yapmaktan ve gelecek nesillere devretmekten mutlu oldum. Şimdide eski Ödemiş Lisesi binasının da ağaç ve oyma işlerini yapıyorum bu binada çok tarihi geçmişi uzun yıllara dayalı önemli yapılardan biri. Ağaç işlerini yapmaya başladığımda bir kapı boyunun 2 metre 80 cm olduğunu öğrendim. Tavanlarını ilk halinin aynısı şeklinde yaptım. Duvarlarda ve kapı yanlarında dev ahşap giydirmeler yaptık.”
“OYMA İŞLERİNİ BÜYÜK BİR SABIRLA YAPIYORUM”
“Oyma işlerini yine büyük bir sabırla yaptım. Merdivenlerini yaptık binanın kilise olduğu dönemde en üstte ayrı bir bölümü varmış burası yeniden inşa edildi ve bu bölümünün de ağaç işlerini yaptım. Bugün Ödemiş’te bu sanatı yapan bir ben kaldım. Namık Şık ustam ani bir kalp krizi sonucu vefat etti. Kendisini tekrar rahmet ile anıyorum.”
“SIKINTIMIZ ÇIRAK VE KALFA BULAMAMA”
“Bugünkü sıkıntımız ise sanayi de her meslek dalında olduğu gibi bir çırak ve kalfa bulamamamız oluyor. Meslek lisesinden gelen öğrencilerimiz var ancak içlerinde ruh, iş öğrenme, usta olma hevesi yok. Yeri geliyor çekiç istediğimde öğrenci bana tornavidayı getiriyor. Bu yüzden ileri de yeni ustaların bulunması tehlikede olabilir. Ben ekmeğimi bu işten kazanıyor çocuklarımı ve ailemi bu işten geçindiriyorum. Bana bu mesleği öğreten ustalarıma sonsuz teşekkür ediyor tekrar anıyorum.”
“BİRGİ’NİN KURTARILDIĞINA İNANIYORUM”
“Aynı zamanda Tarihi beldemiz Birgi’nin bugünkü haline baktığımız da Birgi’nin kurtarıldığına inanıyorum. Filmlerin reklamcıların ve turizmin kalbi oldu. Birgi’nin bu hale gelmesinde en büyük katkıyı sunan ise Birgi’nin son belediye başkanı Cumhur Şener’dir. Şahsım adına başta Cumhur Şener olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”