3. Göz'e doğru, Bilişsel Beceri – Çakra

BİLİŞSEL' sözcüğü, akıl ve bilgi, bellek, unutma, akıl yürütme, anımsama, sorun çözme, düşünce ve kavramlar arası...

  1. BİLİŞSEL” sözcüğü, akıl ve bilgi, bellek, unutma, akıl yürütme, anımsama, sorun çözme, düşünce ve kavramlar arası ilişkileri kurma gibi zihinsel işlevleri tanımlar.
  1. Akıl Yürütme; kişiler, geçmiş yaşantıları, gözlemleri ve öğrenmeleri sonucunda oluşturdukları somut ve soyut tasarımlar arasında mantık ilkelerine uygun bağlantılar kurarak yeni yargılara varırlar. Buna akıl yürütme denir. Daha önceden öğrenilmiş bilgileri yeni karşılaşılan bir soruna çözüm bulabilmek için birleştirme ve düzenleme süreci olarak nitelendirilir.

Problem çözme, iç ya da dış istekler ve çağrılara uyum sağlamak amacıyla davranışsal tepkilerde bulunma gibi bilişsel ve duygusal işlemleri bir hedefe yöneltmektir. Problem çözme bir amaca ulaşırken karşılaşılan güçlükleri yenme süreci, olarak değerlendirilir.

  1. Anımsama; olmuş, yaşanmış, öğrenilmiş bir şeyi bellekte yeniden canlandırmak, hatırlamak. Unutmamış olmak, hatırda tutmak. (hatırlamak)
  1. Sorun Çözme; yeni olay ya da durumlar karşısında var olan ilişkileri ortaya çıkarma, yeni ilişkiler kurma ve güdülen amaca göre belli bir sonuç elde etme işi. Karmaşık bir durumla karşılaşan bireyin, bu durumun üstesinden gelip amaca ulaşabilmesi için göstermesi gereken girişim ve ansal bileştirme yeteneği.

  1. Düşünce; Düşünce bir kalıptır, bir koşullanmadır, bir inancı ifade eden önermedir. Düşünce, düşünme aktivitesinin bir ifadesidir. Düşünce her zaman bir şey üzerinedir. Eğer düşünce varsa mutlaka üzerinde düşünülen bir şey de vardır.

İnsanda zihnin varlığı, eylemsel manada düşünmenin bir ürünü olarak düşünceyi ortaya çıkarmakla, insanı diğer bütün canlılardan ayıran en belirleyici özellik olmaktadır.

  1. Kavramlar arası ilişki kurma; herhangi bir kavramın anlamını, diğer kavramları kullanarak daha anlaşılır hale getirmektir.
  • BİLİŞSEL GELİŞİM, yaşla birlikte bu süreçlerde olan değişimlerdir

Bilişsel Gelişimle İlgili Kavramlar

  • Gizil Güç
  1. Potansiyel, gerçekleşmeyen ama gerçekleşebilecek olan, saklı olan güç anlamına gelmektedir.
  2. Çocuğun kalıtımla getirdiği ve eğitim yoluyla ortaya çıkacağı düşünülen yetenekleri ve özellikleri gizil güç olarak ifade edilir.
  3. Kalıtımla gelen doğal yollarla ortaya çıkan özellikler gizli değildir.
  4. Gizil güç eğitim yoluyla ortaya çıkar.
  • Yetenek
  1. Bireyin bilişsel, duyuşsal ve motor davranışlarla ilgili gizil gücü yetenek olarak nitelendirilir.
  2. Birey, yeteneklerini öğrenme yoluyla yeterliliğe dönüştürür.
  3. Yeterlilik, bireyin yeteneklerinin iş yapabilecek, uygulama yapabilecek, ürün üretebilecek, eyleme geçebilecek nitelikte açığa çıkarılmasıdır. Yeterlilik, eyleme geçebilme niteliğidir
  • Algı
  • Algıda Seçicilik
  • Hazır olma
  • Güdülenmeye Ayırt Etme
  • Dikkat
  • Dış etmenler,
  • İç etmenler:
  • Kavram Oluşturma

ÖNEMLİ Ara Açıklama: Taktir edersiniz ki; hem bedensel hem de ruhen o kadar karmaşık ve komplike bir yaradılışa sahibiz ki, bir şeyin ucundan tuttuğunuzda bilinmesi ve takip etmesi gereken her noktayı fazla uzatmadan en kısa haliyle vermek zorunda kalıyorum. Çünkü o kavram ya da yaradılıştan gelen o mucize özelliğimiz bilinmezse, ana fikrin anlaşılmasında boşluklar olacaktır.

Bu yüzden hani derler ya “konu konuyu açıyor” diye… Aynen benim de sizlerle buluşma şeklim böyle ilerliyor.

Aslında ben bu yazıları “Tanrı’ya Şükür Ritüelleri” olarak isimlendiriyorum.

Gerçeği biliyor muyuz?

Ya da bildiğimiz gerçeğe yeteri kadar şükür ediyor muyuz?

Sizlerle paylaştığım, çok çok azı bilinenlerin. Buna ne gazete köşeleri ne de algımız yeter…

Konuları detaylandırırken, oradan o konuya buradan bu konuya geçiyor olsak da, bedensel ve ruhen nasıl bir yapıya sahip olduğumuzu ilmen bilmek, şimdi olmasa bile bir ara yine dönüp anlamaya çalışmak adına bu yazılanları irdelediğinizde size gösterecektir ki; HAYAT ÇOK KISA VE HUZURUN VE SAĞLIĞIN DA TEK ANAHTARI BENİM!

ÖNEMLİDİR: Üstelik buradaki amacın, karman çorman olan beynimizi ve ahir zamana yenilen bedenimizi her türlü etkenlere karşı, gerçek iyileştirici olan yine kendi enerjimizi kullanarak ruhen ve bedenen köhnemiş bütün varlığımızı temizleyip sağlığına kavuşturmak olduğunu kavramamız gerekiyor

Bunun için de; ara ara küçük dokunuşlara ihtiyacımız olduğunun ve o durumda da benim / bizlerin yanınızda olduğunuzu bilmenizi isterim.

Bulunduğumuz sayfanın sağ en altında, (ok la gösterilen) bana nasıl ulaşabileceğinizi artık çok net görebiliyorsunuz.

*************

Bu serinin en başında ne dedik?

Şunu bileceğiz artık;

Anlaşmazlıkların en birincisinin ALGI

Anlayamadıklarımızın en birincisinin de ÇAKRA olduğunu göreceğiz.

Ve elbette bunların hepsinin ötesinde 3.GÖZ ü de unutmamak lazım

Çünkü yaşamsal idamemiz Enerji ve Dengeden ibarettir.

  1. Anlaşmazlıkların en birincisinin adı: ALGI (final)

Özetle; Algılamayı etkileyen sebepleri tekrar görelim;

İç etmenler

  • İnsanlar duyguların etkisiyle bu yöne doğru yönelirler
  • İhtiyaçların olması yani aç olan bir kişinin yiyecekleri algılaması gibi
  • Zihin davranışları
  • Önyargıların olması durumunda, bu etkenler daha erken algılanır
  • Kaygı, korku ve öfke gibi durumlar
  • Hipnoz ve telkin sırasında algıda seçicilik yaşanır
  • Geçmişte yaşananlar daha çabuk algılanır
  • Toplumdaki kültür farklılıkları daha çabuk algılanır

Dış etmenler

  • Toplumsal ve fiziksel kaynaklı dış etmenler
  • Algılayan ve algılayanın bulunduğu ortam
  • Ani değişimler hemen algılanır.
  • Çevrede olan tuhaflıklar çabuk algılanır
  • Durağan haldeyken hareket halinde olanlar çabuk algılanır
  • Çevreyle zıt olan şeyler çabuk algılanır
  • Uyarıcıların büyüklüğü ve şekli çabuk algılanmasını sağlar

Benimle temasa geçen herkes bilir ki; huzurlu yaşama dair söylediğim ilk şey,

“Sizi mutsuz eden kavramı kabul edin ve onu yargılamadan anlamaya çalışın”

Ya da “Evrenden size gelen her şeyi alın ve samimiyetle kabul edin” işte bu!

Bununla birlikte de gelecek birçok soru ve yargıyı da kabul etmeyi bilmemiz ve bu kaynağı olduğu gibi sadece anlamaya çalışmamız gerekir. Bunu yapamadığımız her durumda, daha da “mutsuz” bir algıya doğru sürükleniriz çünkü mutsuzluk kaynağımız katlanarak o huzur vermeyen sızıların içimizde giderek daha da büyümesine yol açacaktır. Bu bir yarayı gördüğümüzde onu “yara” olarak kabul edip iyileşmesi için tedavi etmek yerine “neden yara olduğunu” sorgulayıp daha da acıtmak ile aynı şeydir. YAPMAYIN!

Mutsuzluğunuzun sebebini saptadığınızda onu yargılamayın, sadece anlamaya çalışın, kendinizi gerçek olan ya da olmayan yargılar, suçlamalar, neden ve nasıllar içinde kaybetmeyin. YAPMAYIN!

Belki sizi mutsuz eden sadece bu ay elinize istediğiniz kadar para geçmemesi, belki çok istediğiniz bir ürünü alamamış olmanız, belki hafta sonu arkadaşlarınızla buluşamamak veya aldatılmış olmanın verdiği yenilgi hissidir.

Ve fakat bunların tümü hayatın parçasıdır, aynı derece önemlidir ve aynı derecede hayata dairdir. İşte bu aşama muhteşem bir dönüşüm gücü gerektirir.

Biz mutsuzluklara veya hayatın bize getirdiklerine “dur” dediğimizde, direndiğimizde, kabul etmediğimizde ve inkâr ettiğimizde aslında daha fazla o hisler büyür ve karşımıza daha büyük dalgalar halinde çıkarlar. YAPMAYIN!

Bu yüzden mutsuzluklarımızı anladığımızda, kabul ettiğimizde onları kalbimizde nasıl mutlulukları kabul ediyorsak aynı şekilde kabul ederek, koruyup kolladığımızda yaşamımızın bir parçası yaptığımızda aslında her şey güzelleşecektir.

Bu dönüşüm aslında kendi kendimize “mutsuz olacak” bir şey olmadığını göstermenin yoludur, çünkü bu hayatın akışıdır, hayatı “mutlu” veya “mutsuz” olarak nitelendiren, sınıflandıran ve tanımlayan yine bizlerizdir.

Bugün çok üzülerek geride bıraktıklarımız olabilir. Bu bizim “mutsuz” olmamızın gerekçesi değildir. Hayatın getirdiği bir sınav olan bu kayıp bize muhteşem birçok farklı tecrübeyi de vermiştir.

Her mutsuzluk, yanılgı bize tecrübe olarak geri döner, eğer bunu kendi becerilerimizin farkına varabilir onunla da entegre çalışmasını sağlarsak, biraz abartı gelebilir ancak Nirvana’ya ulaşmanın kapılarını aralamış oluruz.

Yani Nirvana’ya ulaşmak; hayatı görünenle kısıtlamadan onun üzerinde bir gerçeklikle yaşamamız gerektiği algısına sahip olmaktır. Bunun diğer adı mutluluk, bunun diğer adı huzur ya da diğer adına siz ne derseniz deyin! Ama çıkış yine dönüp dolaşıp sizin kendinizi tanımanız ve küçük dokunuşlara gönül rahatlığı ile kendinizi teslim etmenizdir.

Şunu bilin ki; gerçek güç yaradılış gereği BİZİZ. Artık kendinin farkına var!

Bilimsel yönden ele aldığımız ilk maddeyi, anlayabileceğimiz şekle indirgediğimi sanıyorum. ALGI!

Ha ben bununla birlikte yan yana durması gereken diğer bir hususun da NİYET olduğunu da ayrıca belirtmek isterim… Ama niyetin bile oluşmasının en birinci nedenidir ALGI. Belki başka bir yazı serisinde bunu da bilindik harici yine başka pencereden inceleriz.

****Hastalık sebepleri de iyileşme mucizeleri de KENDİNSİN!****

Ve ÇAKRA.

ÇAKRA

Küçük bir giriş yapalım,

  • Çakra nedir?
  • Çakra çeşitleri nelerdir, bedensel, zihinsel ve ruhsal etkileri…
  • Çakra çalışma sistemindeki blokajlar, bizde nelere sebebiyet verir?
  • Blokajlar nasıl kalkar?
  • Aura nedir?
  • Güçlü Bir Aura İçin Neler Yapılabilir?
  • Onemore Sağlık Destek Bantı / diğer Destek Bantları ile Çakraların ilişkisi nedir?

Bu özel ve fantastik konuda kaldığımız yerden devam etmek üzere, hoşça ve sağlıkla kalın inşallah

Sevgiler

Bakmadan Geçme