20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü
Son yüzyılda iki büyük savaş yaşandı. 1914 ile 1918 yılları arasında meydana gelen Birinci Dünya Savaşı...
Son yüzyılda iki büyük savaş yaşandı. 1914 ile 1918 yılları arasında meydana gelen Birinci Dünya Savaşı sonrası “Milletler Cemiyeti”, 1939 ile 1945 yılları arasında meydana gelen İkinci Dünya Savaşı sonrası “Birleşmiş Milletler”, “Avrupa Birliği” ve “Avrupa Konseyi” gibi kuruluşlar oluştu. Bu kuruluşların tek amacı; insanlığın bir daha böyle felaketler yaşamaması, insanların barış içinde huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktı.
10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dil, din, ırk, cinsiyet ve yaş farkı gözetmeksizin tüm insanların temel hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkı kabul edilmiş olmasına rağmen ne yazık ki insanlar, bu haklardan yeterince yararlanamamaktadır. Dünyamızın birçok bölgesinde çatışmalar, savaşlar devam etmektedir. Avrupa’nın ortasında yakın tarihimizde yaşanan soykırım bile önlenememiş, kalıcı bir barış ve hakça bir paylaşım sağlanamamıştır. Bir tarafta insanlar, yoksulluk içinde yaşarken diğer tarafta sınırsız bir israf sürmektedir.
İşte bu nedenle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, devletlerin taahhütlerini hatırlatmak adına 20 Aralık 2005 tarihini “Uluslararası İnsani Dayanışma Günü” ilan etmiştir. Amaç; devletler arasında insani işbirliği ve dayanışmanın hatırlatılmasıdır. İnsanlar arasında fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır. Her insanın yeterince ve sağlıklı bir şekilde beslenmesi, eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanması, temel hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanmasının sağlanmasıdır.
Son yıllarda komşumuz Irak’ta, Afganistan’da, Afrika kıtasındaki bazı ülkelerde yaşanan savaşlar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde belirtilen hedeflerden uzak kaldığımızı göstermektedir. Örneğin Küresel Barış Endeksi’ne göre 2002-2017 yılları arasında şiddetin maddi maliyeti; Suriye, Libya, Yemen, Orta ve Kuzey Afrika’daki artan gerilimler nedeniyle 14.6 trilyon dolara yükselmiştir. 2019 yılındaki şiddetin küresel ekonomi üzerindeki maliyeti, 14.5 trilyon dolar olmuştur. Gerilimlere ve silahlara harcanan bu paralar, insanlığın refahı ve huzuru için harcanmalıdır.
Bu gerilimlere ve eşitsizliklere 2020 yılında küresel koronavirüs salgını da eklenmiştir. Bu salgın, zengin-fakir ayırımı yapmaksızın tüm insanlığı etkilemektedir. Varlıklı ülkeler, salgını önleyecek aşılar bulununca hemen parayı basıp çok sayıda aşıyı satın almışlar ve depolamışlardır ancak uzmanların belirtiğine göre bu salgından bireysel kurtuluş yolu yoktur. Zengin-fakir tüm insanlar aşılanmadıkça bu salgın bitmeyecektir. Avrupa’da ve Amerika’da nüfusun %70-80’i aşı olduğu halde bazı Afrika ülkelerinde hiç aşı olmayan insanlar vardır. Salgını yenmenin tek yolu, uluslararası dayanışma ve yardımlaşmadan geçmektedir.
Bu nedenle 20 Aralık Uluslararası İnsani Dayanışma Günü, daha da önem kazanmaktadır. Varlıklı zengin ülkeler, yoksul ülke vatandaşlarına her alanda yardım elini uzatmalıdırlar. Bizim kültürümüzde bu dayanışma zaten vardır. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözü, bunun en güzel örneğidir. Şeyh Edibali’nin “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözü de bu özlü ve güzel sözlerdendir. Tüm zengin ülkeler; bu güzel sözlere değer vermeli, yoksul ülkelere yardım etmelidir. İnsanca, hakça bir düzen için çalışmalıdırlar.
İnsanlar, barış ve güven içinde yaşamak isterler. Dünya halkalarını birbirine düşman eden, emperyalizm denen sömürü sistemidir. Rahmetli saz ve söz ustası Ruhi Su’nun bir bestesinde belirttiği gibi bu dünya herkese yeter: “Dinleyin arkadaşlar, bir atasözümüz var, kimi yer kimi bakar, kıyamet ondan kopar. Görmüşler ileriyi atalarımız demek, herkese yeter dünya herkese yeter ekmek.”
Bu dünya, herkese yeter de artar bile. Yeter ki biz, dünya nimetlerini hakça ve adaletli bir şekilde paylaşalım. Bu duygu ve düşüncelerle 2022 yılının dünyaya ve ülkemize barış, huzur ve güvenlik getirmesini diliyor, tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum.
Bakmadan Geçme





