15 kişi!

İnsanın canı sıkılsa da bazen gerçekleri dile getirmenin yararı olduğunu düşünüyorum. “Aman o üzülmesin, bu darılmasın”...

Haber

İnsanın canı sıkılsa da bazen gerçekleri dile getirmenin yararı olduğunu düşünüyorum. “Aman o üzülmesin, bu darılmasın” diyen insanların ilerleyen yıllarda çeşitli hastalıklara yakalandıklarını biliyoruz. En çok da ince hastalık. Sanki incelikli insanların hastalığı imişçesine de adına ince hastalık demişler.

Tavır almasını ve mesafe koymasını da bilmek gerekir diye düşünüyorum.

Hep ‘ben’ üzülecek değilim ya!

Buradaki ‘ben’, elbette ki 1’inci tekil kişi değil…

**

Geçen haftanın Ödemiş gündemi ya da bizim gündemimiz elbette ki ‘jeotermal’ konusu idi.

İzmir’deki çevreci örgütlerin ve Kent Konseyleri’nin uyarıları ile birdenbire gündeme gelen jeotermal arama izni ihaleleri için tavrımızı baştan göstermek istedik.

Çünkü bugün feryat figan eden Aydınlılar, “Zamanında uyumuşuz, şimdi daha çok mücadele vermek zorundayız; aman bizim düştüğümüz hataya siz düşmeyin” diyorlardı.

Sonra Salihli ve Alaşehir’deki üzüm üreticilerinin haberlere konu olan yakarışlarını da gönlümüzle duymasak da kulağımızla duyuyorduk. Onlar için çareleri hep ıslık çalarak aradık. Tehlike kapımıza dayanınca da can havli ile harekete geçtik.

**

Bildiğiniz gibi Ödemiş Kent Konseyi’nin üçüncü dönem yöneticileriyiz. Kent Konseyi’ne aday olmamızın ana nedenlerinden biri, bu kurumun kent yönetiminde söz sahibi olmasını sağlamak ve kentin yönetimine katkı sağlamaktı. Bunu üç günde başarmanın kolay olmayacağını elbette biliyoruz. Kent Konseyleri, kentin geleceğine ışık tutarken kentin geleceğinde söz sahibi olacak kişilerin de deneyim sahibi olacakları yerlerdir. Meclisler ve çalışma grupları birer okuldur. Buralardaki tartışmalara katılan insanlar, gelecekte daha deneyimli olacaklar ve demokrasinin gelişmesine katkı koyacaklardır.

**

Peki biz neye karşı idik, neyi istemiyorduk…

Enerji kaynaklarına karşı olmamız mümkün değil çünkü artık enerji olmadan milyarlarca insanın hayatını devam ettirebilmesi nerede ise mümkün değildir fakat biz, doğaya ve insana zarar veren kâr hırsına karşıyız. En azından olaya ben böyle bakıyorum. Daha fazla enerji yerine daha az tüketim ile bu sorunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum.

Bu çerçevede jeotermale değil, ondan doğacak zararlara karşı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim ama bu işler biliyorsunuz ülkemizde düşündüğümüz gibi gelişmiyor. Sıcak su diye başlıyorlar, sonra hayatımızı kaynatıyorlar.

**

Mücadelemizin temelinde konu ile ilgili hemşehrilerimize bilgi vermek, onları duyarlı hale getirmek ve olası tehlikelere karşı uyarmak vardı. Bunu başardık mı? Evet başardık. Kent Konseyi ve Belediye iş birliği ile bu duyarlılığı oluşturduğumuzu düşünüyorum. Evet, örneğin Kent Konseyi Başkanımız işini gücünü bıraktı ve etkinliklerin örgütlenmesi için var gücüyle çalıştı. Kent Konseyi’nin bu çalışmasına Belediye Başkanımız Mehmet Eriş de inandı ve elindeki olanakları seferber etti fakat lütfen bu türlü örgütsel çalışmalardan bir ‘kahraman’ yaratmaya çalışmayalım. Yani işte filanca çok çalıştı, falanca destek verdi falan filan. Kahramanlara değil, demokratik örgütlere ihtiyacımız var. Kahramanlar gittiğinde örgütler yerinde kalmalı…

**

Kahramanlık, sağlam bir örgütün üstünde yükselirse anlamlıdır.

Ve şunu söyleyebilirim ki yürütme kurulu üyeleri olarak Kent Konseyi ile örgütlü mücadeleyi yükseltmeye gayret ediyoruz. Herkesin işi gücü, konumu ve inanmışlığı farklı olabilir. Kimi az kimi de çok emek verebilir.

Salı günü Ödemiş’te 300 kişi ile, İzmir’de de 500 kişi ile eylem yaptık. Belediyenin tuttuğu araç ile İzmir’e Mescitli’den 15, Ödemiş’ten de 15 kişi gidebildik. İzmir’deki eylemde bir ajans muhabiri, biraz da pankartımızın verdiği mesajdan dolayı bize yöneldi ve Mescitli’den bir ablamız, ben ve başkanımız Mehmet Taşlı ile kısa röportajlar yaptı. Fox TV’de haber olduk. Bu da bir tesadüf idi. Foça’dan Karaburun’a kadar bir avuç çevreci vardı. Konuyla ilgili geniş katılımlı bir toplantı düzenleyen Tire Belediyesi’ni ve ihaleye girip kazanmasından dolayı Kiraz Belediyesi’ni de kutluyorum.

**

Öte yandan Kent Konseyi meclislerini oluşturmaya devam ediyoruz. Her hafta salı ve perşembe akşamlarımızı buna harcıyoruz. Ay sonuna kadar devam edecek. Tek amacımız, kentin yönetimine demokratik bir şekilde ortak olmak. Bunu kurumsallaştırabilirsek ne mutlu bize.

Yazını son sözü: “Sen-ben yok, biz varız.”

**

Şenol Güneş de diyor ki: Başarı hepimizin… Milli takımımızı da kutluyorum.

 

NOT: Bu yazı, gazetemizin 16 Kasım 2019 tarihli sayısında yer almıştır.

Bakmadan Geçme