12, 1'den büyüktür…
'Politik' dedikoduyu seven bazı arkadaşlarım, yolda belde beni gördüklerinde 'Ee na'pıyo şimdi Kent Konseyi!' sorusunu yöneltip...
‘Politik’ dedikoduyu seven bazı arkadaşlarım, yolda belde beni gördüklerinde “Ee na’pıyo şimdi Kent Konseyi!” sorusunu yöneltip benden biraz ‘bilgi’ almaya çalışırlar. Tahmin edersiniz ki kimileri, bu bilgileri başka ortamlarda paylaşmak veya deyim yerinde ise dedikodu yapmak adına kullanmak için isterler. Sakın yanlış anlamayın, elbette bilgi almak isteyen samimi arkadaşlarımdan söz etmiyorum.
Kişiye göre yanıtlar veriyorum…
“Kent Konseyi, Kaymakamlık gibi hükümet adına denetim yapmıyor.”
“Kent Konseyi, Belediye gibi alt yapı hizmetleri yapmıyor.”
“Kent Konseyi, Ziraat Odası gibi çiftçiler adına mesleki hizmette bulunmuyor.”
“Kent Konseyi, kahve köşelerinde belediye başkanını çekiştirmiyor” diyorum.
Başka şeyler de diyorum…
Soranların bir kısmının son yapılan seçimli genel kurulda yürütme kurulu ile başkanlık seçimi konusunda farklı tercihlerde bulunduğunu hissediyorum. Biliyorsunuz başkan ile yürütme kurulu, seçime aynı listede girmemişti. Başkan Mehmet Taşlı önceki yürütme kurulu üyelerini istemedi; aramızdan yeniden kendi listesinde yer almasını istedikleri de onu istemedi. Seçim sonucunda Mehmet Taşlı yeniden Kent Konseyi başkanı seçilirken benim de içinde yer aldığım liste galip çıktı. Oy farkı ister bir olsun, isterse 25. Seçim sonucu çoğunluğa bakar.
Art niyetsiz, bilinçli tercih doğaldır; olabilir ve yadsımıyorum.
Fakat sorarken kimi insanların yüzünün biraz ‘müstehzi’ bir hal almasının anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Kimileri konu ile ilgili hassasiyetimi bildiği için kızdırmak için soruyor tabii. Elbette ben de insanım ve bazen biraz kızıyorum doğal olarak…
Ben de onlara şunları soruyorum: “Peki sen hangi meclise üye oldun da çalışmalarını takip ediyorsun?”
O zaman da “Hemen kızıveriyorsun ya!” tepkileri ile karşılaşıyorum.
**
Kent Konseyi; gönüllülük temelinde oluşmuş, kentin fikir kulübüdür. Kent Konseyi; bir kentteki gelişmeler hakkında öneride bulunur, tasarı halindeki plan ve projelerle ilgili kamuoyu oluşturur…
Bazı olası tehlikelere de dikkat çeker. Örneğin, “Susuzluk kapımızda” gibi… “Bu kentin merkezde derli toplu bir kültür merkezine ihtiyacı var” gibi…
**
Görev yaptığımız iki yıllık ilk dönemin yaklaşık bir yıldan fazlası pandemi önlemleri altında tamamlandı. O ilk dönemde bizden önceki dönemi tamir edip eksik olan alt meclislerimizi oluşturduk ve meclislerimizden yürütme kuruluna sunmak için çalışma ve projeler bekledik. İnternet sitemizden takip edebileceğiniz gibi aslında çok sayıda düşünsel çalışmanın da altına imza attık.
Burada doğruyu söylemek gerekirse “Kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışı içinde, içimizdeki fikir ve çalışma anlayışı farklılıklarını dışarıya yansıtmadık… Bu nedenle çok sayıda insan, seçimde ayrı düşünce şaşırdı.
Şimdi yeni dönemdeyiz ve ikinci dönem meclis gruplarını geçtiğimiz ay itibarı ile yeniden belirledik. Meclis yürütme kurulları yeniden oluşturuldu. Kimileri çalışıyor, kimileri çalışacak.
İlgi duyan ve samimi olarak takip edenler, ilgili kişi ve kuruluşlardan ayrıntılı bilgi alabilirler.
Hani birinci dönem için ‘yen içinde kaldı’ dedim ya…
“Kol kırılır, yen içinde kalır” demeyeceğim:
Örneğin son seçimli genel kurula büyük önem ve zaman veren, hatta yürütme kuruluna girmek için aday olan kurum temsilcilerimizi genel kurulun ardından yaptığımız meclis genel kurullarında göremediğimi hemen söylemem gerekiyor. Keşke meclis genel kurullarına da katılıp iyi niyet belirtisi gösterselerdi.
Bilinmelidir ki Kent Konseyi, 12 kişilik yürütme kurulu ile bir başkandan oluşmuyor. Alt komisyonlar ve meclisler, ilgisizlikten çalışmazsa yani katılımcı demokrasiyi yaşatmak için yurttaşlar, hemşeriler destek vermez, katılım sağlamazsa kimse kusura bakmasın ama ‘müstehzi’ bir şekilde “Kent Konseyi na’pıyo?” sorusunu da sormasınlar…
Daha önce de biraz çıtlattım; Kent Konseyi mahkemelik!
Seçimi kaybeden ekipten üç kişi, seçim sonuçlarına itiraz ederek belediye başkanı ile büyükşehir koordinatörünün divana baskı yaptıklarını ve oyların yanlış tasnif edildiğini iddia edip genel kurulun yürütmesinin durdurulmasını istediler ama o üç kişinin arkasında itirazın asıl sahibi bir kişi var. Burada isimler yazmayacağım.
İdare mahkemesi, genel kurulun ev sahibi durumunda olan Ödemiş Belediyesi’nden savunma istedi. Belediyenin avukatları da geçtiğimiz ay sonu itibarı ile belediyenin cevaplarını mahkemeye sundular. Emin olun ilgili cevabi yazıyı görmüş değilim.
Ama benim de konuyla ilgili iki itirazım ve sorum var:
1- İki başkan adayı kendi arasında anlaşıp genel kurula ‘blok’ liste ile oylama yapılsın diye önerge verirken genel kurulda itiraz etmeyenlerin seçim sonucunda çarşaf usulü sayılsın diye itiraz etmesi ilkesizlik değil mi?
2- İlk genel kurulda belediye başkanından destek bulurken sesi çıkmayan bir başkan adayının ikinci dönemde bulamayınca ‘mağdur’ edebiyatı yapması da bir başka ilkesizlik örneği değil mi?
Bir bilgi hatırlatması daha: Kent Konseylerinde yürütme kurulu üyeleri ile başkanın oyu aynı değerdedir. Kararlar, oy çoğunluğu ile alınır.
Bazıları, “Yürütme kurulu bu başkan ile nasıl çalışacak, istifa etmeliler!” yönünde fikir beyan ediyormuş…
Yürütme kurulu, başkan hariç 12 kişiden oluşuyor.
12, 1’den büyüktür…
Bakmadan Geçme





