10 Ocak
Basın, yaklaşık bir yüz yıl önce propaganda amaçlı kullanıldığında bir halkın kaderini belirleyen en modern silahlardan...
Basın, yaklaşık bir yüz yıl önce propaganda amaçlı kullanıldığında bir halkın kaderini belirleyen en modern silahlardan da bir tanesi olmuştu. İnsanları manipüle etmek adına basın aracılığıyla gerçekleştirilen pek çok hareket yığınları, gruplar haline getirdi. Gruplar ise kitleleri oluşturdu. İnsanların kendi kafasına dayadığı silahlardan en önemlisi olmasının yanında savaşların da en güçlü silahı olma özelliğini taşıyordu.
***
Herhangi bir televizyon kanalında izlenenler ya da bir gazete küpüründe okunanlar, insanların hayat görüşlerini şekillendirmeye başladığında bunu kullanmak isteyenlerin tek yapması gereken, güzel konuşma sanatını öğrenmek ve yazma yeteneğini geliştirmek oldu. Gerisini kitleler halletti. Kaoslar doğduğunda kaosu yaratan tarafın elinde ise ne çığ açacak bir teknoloji ne de insanlara hükmedebilecek güçte bir sihir vardı.
***
Küçük Menderes Gazetesi’nde çalıştığım süre zarfında muhtarlarla sürdürdüğüm röportajda ”Muhtarlık sizce nasıl bir görev?” diye sorduğumda hemen hemen hepsi, ”Muhtarlık, kutsal bir görev” cevabını vermiştir. Muhtarlık kadar kutsal bir diğer görev de gazeteciliktir. Doğru, dürüst, ahlaklı, ayakları yere basan, fark yaratabilen, girişimci, çözüm odaklı, donanımlı, cesur, akıllı, sorgulamayı seven, bakış açısını şekillendirebilen, insanlarla iletişimi kolayca kurabilen, dik duruşlu insanlar olmalıdır gazeteciler. Hata yaptığında ”Hata yaptım” diyebilmelidir. Çünkü dünyanın en dinamik mesleğidir. Her gün bambaşka bir olayın içinde hiç görmediğiniz bir bakış açısı kazandıracak kadar da yüce bir meslektir. Ofis duvarlarının gökyüzü olduğu, insan sayısının sınırsız olduğu tek meslektir. Gazetecilik, kutsal olmasının yanı sıra bu özellikleri sebebiyle de diğer mesleklerden farklıdır. Entelektüel bir insanın kendini bulacağı koca bir evren barındırır içinde.
***
Ülkemizde mesleğini yukarıda söylediğim ilkelerle yaparak kamuoyunu bilgilendirme amacı güden insanlar, şu an ya aramızda değil ya da hapishanede volta atıyor. Geri kalanı ise mesleğin getirdiği etik ve ahlaki değerleri her gün ayaklar altına alarak mesleği yozlaştırmak adına mücadele veriyor.
***
İnsanların mesleğimize olan bakış açıları da ne yazık ki çok üzücü. Ülkemizde ”Ne iş yapıyorsun?” sorusuna ”Doktorum” denildiğinde ”Vayy be ne güzel” diyenler ”Gazeteciyim” denildiğinde ”Hmm. Ne okumuştun ki sen?” diyor. Gazeteciliği okumayan, bilgi birikimi olmayan, kapasitesi düşük ve tembel insanların mesleği gibi görenler çok fazla. O insanlara da bir yandan hak vermiyor değilim. Hak verişim de mesleğimizi ciddi anlamda pasif, silik, karaktersiz ve satılık insanların kendi üstüne alınıyor olması. Siz söyleyin eli fotoğraf makinesi tutan herkesin mesleğinin gazetecilik olması kadar saçma ne olabilir? Sahanın tozunu yutan ve ‘alaylı’ denilen ancak işini layıkıyla yapan abilerim, ablalarım lafım size değil!
***
Küçük Menderes Gazetesi’nde geçtiğimiz Temmuz ayının yarısından itibaren çalışıyorum ve toplam 830 haber yaptım. Kaza, cinayet, sorunlar, güzellikler… Onca habere imzamı atarken bir kez bile elim titremedi. Haberlerim hakkında eleştiri yapıldığında verecek cevabım her zaman oldu. Hatalarım da oldu tabii. İlk mesleğe başladığım zaman mağdur ettiğim bir pazarcı ağabeyim vardı. Onu hiç unutamam mesela.
***
Asla yanlı davranmadım. Duygusal davrandığım her şey için kendimi dizginlemeye çalıştım. Asla A, B, C demedim. Görünüşte olanın ilkelerimi değiştirmesine de izin vermedim. Eleştirileri dinledim. Paranın değil, kalemimin gücüne inandım hep. Yazmaktan hiç çekinmedim. Anlatmaktan da hiç bıkmadım. Bunları yaparken herkesi seven biri de olmadım. Çizgimi belli ettim, tavrımı da ortaya koydum her daim. Öte yandan kimseye saygısızlık yapmadım.
***
Ben Uğur Mumcu’nun resmine bakarken utanacak bir gazeteci olmak istemiyorum. Üniversite mezuniyetimde gazetecilik yemini ederken yaşadığım heyecanla atsın hep yüreğim, verdiğim sözlerden caymayayım istiyorum.
***
Yarın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Ve ben bu 10 Ocak’ta mesleğini yapamayan onlarca gazeteci dostuma karşın sahalarda olacağım. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir gazeteci olmaya devam edeceğim. Mücadele basamaklarını emin adımlarla yükseldiğim nice 10 Ocak’ları görmektir tek dileğim. Ruhen ve fizikken huzurlu hissettiğim mesleğime her gün daha çok sarılıyorum. Bu meydanda kalemiyle savaşan nice gazeteci gibi sürecek benim de mücadelem.
***
Bana bu imkanı sağlayan herkese sonsuz teşekkürler.
Haber kaynaklarıma saygılarımla.
Gazeteci dostlarıma sevgilerimle.
Bakmadan Geçme





