SİVAS’TA YANAN BAĞIMSIZLIK MEŞALESİDİR ¦

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 Türkiye Cumhuriyeti en karanlık günlerinden birini bundan 21 yıl önce Sivas’ta yüzyılda bir yetişebilecek olan, sanatçı ve aydınlarını hunharca katleden yobaz, barbar zihniyeti ve bu zihniyetin barbarca katliamını yaşadı.

Oysa aynı Sivas,95 yıl önce bağımsızlık meşalesinin yakıldığı, karanlık günlere ışık olan ve manda fikrinin yok edildiği Sivas Kongresine ev sahipliği yapmıştı.

Sivas Kongresi ile yakılan bağımsızlık ateşinin Cumhuriyetle taçlanışından 70 yıl sonra Madımak Otelinden yükselen kara dumanlar Cumhuriyetin ışığını, aydınlığını boğmaya yetmemiştir. O gün ortaçağ karanlığı, yüreklerimizi ve ülkemizi Sivas´ta ateşe verdi. Türkiye’de din, dil, mezhep ve ırk ayrımı yapılmadan tüm insanların barış, hoşgörü ve kardeşlik duyguları içerisinde saygın bir yaşam sürmesini savunan otuz beş aydının Madımak Otelinde yakılarak hayatlarına son verilmesi toplumda derin acılar yaratmıştır.   Bu hareketin devletin gözü önünde hiç çekinilmeden yapılması acıları daha da arttırmıştır. Bu katliama kalkışanların barışın, demokrasinin ve insanlık değerlerinin ülkemizde yerleşmesini istemeyen güçler olduğu iyice anlaşılmıştır. Sivas katliamcılarının avukatlığını üstlenen avukatlardan bir kısmı ise bugün milletvekilliği ile ödüllendirilmiştir.

Toplumsal barış ve huzuru istemeyen bazı güçler ülkemizi tam bir gerici ve emperyalist kuşatma altına almışlar ve ülke topraklarımızın bütünlüğünü tehdit eder hale gelmişlerdir. 12 Eylül 1980 öncesi Çorum’da, Kahramanmaraş’ta ve Malatya’da yapılan buna benzer katliamlar hep aynı amaca hizmet etmiş ve toplumumuzun belleğinde acı izler bırakmıştır. Toplumumuz bu acıları ve bu katliamları yapanları unutmayacaktır. Toplumumuz Lozan’ın rövanşını almaya, bağımsızlığımızı yok etmeye, ekonomik ve siyasi irademizi elimizden almaya çalışan ve bunun için her türlü entrikaları gündeme taşıyan, ülkemizi tehdit eden emperyalist güçleri ve yerli işbirlikçilerini de unutmayacaktır. Laik cumhuriyetten, Atatürk ilke ve devrimlerinden rövanş alma gibi bu türden davranışlar ve söylemler her gün bir başka biçimiyle ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan laik, demokratik cumhuriyeti savunmak, ulusalcı olduğunu söylemek adeta suç sayılmakta, baskılar giderek arttırılmaktadır. Emperyalist ve gerici güçlerin bu ve benzeri saldırıları ile bundan sonra yapacağı her türlü saldırı ve kalkışmalarını halkımızın bugün de, geçmişte olduğu gibi, aynı kararlılık ve bilinçle geri püskürteceğine inancımız tamdır. Bu inançla Sivas’ta katledilen otuz beş aydınımızı rahmetle anıyor, katliamı planlayan gerçek güçlerin bir an önce ortaya çıkartılmasını, gereken cezaların verilmesini ve toplum ve ülke bütünlüğüne zarar veren bu tür acıların bir daha yaşanmamasını diliyor, acılı ailelerine ve ulusumuza sabır diliyoruz.

SİVAS’TA YANAN BAĞIMSIZLIK MEŞALESİDİR ¦