CHPDEN MANİFESTO İÇİN İMZA KAMPANYASI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Türkiye genelinde bir imza kampanyası başlattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 Temmuz 2016 günü Taksim’deki ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ mitingine katılan vatandaşlarla paylaştığı ve ilk kez okuduğu 10 maddelik manifesto için imza kampanyası başlatıldı.

ÖĞRETMENEVİ ÖNÜNDE İMZA STANDI

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse önderliğinde ülke genelinde başlatılan ve kadın kolları, gençlik kolları ve tüm parti teşkilatının destek verdiği imza kampanyası için Ödemiş’te hafta sonu Öğretmenevi önünde imza stantları kuruldu.

CHP Ödemiş Kadın Kolları Başkanı Emine Barut, Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Dalar, teşkilata üye isimlerden Avukat Erdem Boyacı da stantta vatandaşlara kampanya hakkında bilgi verip imza desteği istediler.

 

“İMZA KAMPANYASI 1 AY BOYUNCA SÜRECEK”

İmza kampanyası ile ilgili bilgiler veren CHP Ödemiş Kadın Kolları Başkanı Emine Barut şunları söyledi: “Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun Taksim mitinginde okuduğu 10 maddelik manifesto için imza topluyoruz. Kampanya Kadın Kolları Genel Başkanımız Fatma Köse öncülüğünde başladı. Taksim mitinginde okunan manifestonun ülkemiz, Cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve barış için tek çözüm olduğuna inanıyoruz. Bunun için daha fazla vatandaşa ulaşmak istiyoruz, manifestoyu anlatarak bize, ülkemize desteklerini sunmalarını bekliyoruz. İmza kampanyamız bir ay boyunca devam edecek. Şimdiden destek veren, katılım gösteren herkese teşekkür ediyorum”.

Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 24 Temmuz günü Taksim’de Ak Parti’nin de destek verdiği “Cumhuriyet ve Demokrasi” mitinginde konuşmuş, konuşmasında 10 maddelik bir manifesto okumuştu. 24 Temmuz 2016 Taksim Bildirisi olarak bilinen manifesto şu başlıkları içeriyordu:

 

İŞTE 10 MADDELİK MANİFESTO

“1) 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış; ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.

2) Bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.

3) Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz.

4) Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5) Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.

6) Bu darbe girişimi Anayasa’da, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur

7) Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8) Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakate dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır.

Bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.

9) İnancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur.

Bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır.

10) Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir”.

Gülten Kır

 

CHPDEN MANİFESTO İÇİN İMZA KAMPANYASI